2020 yılında COVID-19 virüsü dolayısıyla uzaktan çalışma yaygın bir şekilde gündeme geldi. Daha önce hiç denememiş şirketler zorunlunlukla, biraz aşina olan şirketler de hafif tedirginlikle kendilerini tamamen uzaktan çalışan şirketler olarak buldular. Bu şirketlerin bir çoğu beklemedikleri halde uzaktan çalışmanın oldukça verimli olabileceği sonucuna vardı.
Uzunca süredir uzaktan çalışmanın dünyanın en faydalı sistemi olduğunu savunagelenler de başlarını bilmişçe sallayıp ‘Biz demiştik’ sırıtmasına büründüler. Bu yazıda biz demiştikçilerin en önde gelenlerinden olan Jason Fried ve David Heinemeier Hansson’ın 2013 yılında çıkmış “Remote — Office Not Required (Mesafeli-Biz Ofisi Neyleyelim)” adlı kitabını konu edeceğim.
Önce Jason Fried ve David Heinemeier Hansson ve şirketleri Basecamp’den bahsedeceğim. Sonra da kitabın içeriğini kısa bölümler halinde özetleyip katılıp katılmadığım yönlerini paylaşacağım. Son olarak da uzaktan çalışma hakkında kitabin yazarlarından ek kaynaklara bağlantılar vereceğim.
Jason Fried ve David Heinemeier Hansson Basecamp adlı proje yönetimi ve şirket içi iletişim yazılımını geliştiren kişiler. Bir web uygulaması olarak çalışan bu yazılım ilk olarak 2004 yılında kullanıma açılmış ve 16 yılda 3.3 milyon kullanıcıya ulaşmış (bunun 130 bini ücretli üye. ayda 90 dolar desek yılda şu kadar eder matematiğini sizlere bırakıyorum). Bu yazılımı başlangıçta David ve Jason yalnızca kendileri geliştirmişler. Kullanıcı sayısı ve ona bağlı olarak şirket gelirleri de arttıkça 70+ kişilik bir kadroya kadar büyümüşler. Şirketlerinin ismi Basecamp.
Basecamp şirket olarak benzer hızlı büyüme hikayesi olan Silicon Valley bağlantılı girişimlerden iki ana nedenle farklılık gösteriyor. Birincisi dışarıdan hiç yatırımcı desteği almamışlar ve tamamen şirketin kendi gelirleri ile organik olarak büyümüşler. İkincisi ise başlangıçtan beri bütün şirket çalışanlarının ofis dışından uzaktan çalışmaları. Basecamp’in Chicago’da bir ofisi var ama ofisi sadece isteyen çalışanlar diledikleri zaman kullanıyorlar. Bununla birlikte Basecamp’in Amerika’nın bir çok eyaletinde ve dünyada 30'un üzerinde ülkede çalışanları var.
Jason da, David de startup dünyasındaki genel kabul görmüş fikirlerle uyuşmayan görüşleri olan ve laflarını çok esirgemeyen kişiler. Twitter hesaplarına bakarsanız (Jason, David) Silicon Valley’nin yılmaz savunucularıyla yaptıkları tartısmaları görebilirsiniz. En öne çıkardıkları fikirler de Silicon Valley’de oldukça yaygın olan “ne pahasına olursa olsun büyüme” anlayışının rasyonel olmadığı ve genel kalıplaşmış ofis düzenlerinin artık gününümüz şirketleri için verimsiz olduğu. Uzaktan çalışma ve bunu yaparken iş hayat dengesine çok özen göstermek de bu farklı fikirlerden biri. Burda ele aldığımız Remote kitabında da uzaktan çalısmanın bir çok şirket için çok daha verimli olabileceğini savunuyorlar ve bu verimi sağlamanın püf noktalarını paylaşıyorlar. Bunları da 15 senedir %100 uzaktan çalışan bir şirket olarak edindikleri tecrübelere dayandırıyorlar.
1) Uzaktan çalışmanın avantajları ve karşı argümanlara yanıtlar
2) Uzaktan çalısmayı verimli kılmak için şirket kültüründe uygulanması tavsiye edilen yöntemler
3) Uzaktan çalışan elemanların ve yöneticilerin kendilerini mutlu ve verimli tutmak için önerilen yöntemler
Bunların her birinde dikkat çeken noktalara bakalım.
2000'lerde yaygınlaşan açık ofis düzenleri, telefon, email ve anında mesajlaşma uygulamalarına hemen cevap verilmesini norm haline getiren hızlı tempolu iş kültürü ve herkesin her an birden fazla işe yoğunlaşması beklentisi modern çalışma hayatının ayrılmaz bir parçası haline geldi. Bu işleyişin tasarım, programlama, modelleme ve benzer mühendislik aktivitelerini aslında verimsiz hale getirebileceği çok da radikal bir görüş olmasa gerek. Her şeyin her an aktif olduğu ve ilgi beklediği bu sistemde yaratıcılık ya da derin düşünme gerektiren iş aktivitelerinin zorlaştığı, devamlı bölünmelerle verimsiz hale geldiğini çoğumuz fark etmiştir. Remote kitabının ana tezlerinden biri ofisin bu tip işler için gerekli ortamı sağlamadığıdır. Yazarlar yoğunlaşma ve konsantrasyon gerektiren işlerin insanların dikkatlerini kontrol altında tutabildikleri yerlerde yapılmasının verimi önemli ölçüde artırdığını iddia ediyor ve bunu uzaktan çalışmanın en önemli avantajı olarak öne sürüyorlar. Bunlara ek olarak kitapta sıralanan avantajların bazıları:
Şirketin bulunduğu şehirdeki elemanlarla sınırlı olmayıp başka şehirlerden ya da ülkelerden yapılıcak işe en uygun kişilere açık olmak
Böyle bir çalışma sisteminin özellikle tecrübeli ve işlerinde çok iyi olan elemanlara cazip gelmesi ile bu elemanları şirkete çekip uzun yıllar verimli olmalarını sağlamak
Trafikten kazanılan zaman
Çalışanların ailevi ya da diğer kısıtlarına uyabilme imkanı
Jason ve David kitaplarında uzaktan çalışmayı başarıya ulaştırmak için şirket kültürünün de buna yönelik olarak tasarlanması gerektiğini savunuyorlar. Bu konuda en çok değişmesi gereken şeylerin başında şirket içi iletişimin nasıl yapıldığı geliyor. Bunun için görüntülü ve ekran paylaşımı yapılabilinen telekonferans yazılımlarının mutlaka kullanılması gerekiyor. Bunun dışında yazılı dokümantasyonun çok önemli olduğunu ve bunların verimli bir şekilde paylaşılması için herkesin ulaşabildiği ortak doküman paylaşım sistemlerinin kullanılmasını öneriyorlar. Kitabin çıktığı yıldan bu yana Google Drive, Dropbox microsoft teams gibi sistemler çok ilerleme kaydettiler bu konuda. Bunlar ek olarak tüm ekibin ne yaptıklarını haftalık ya da günlük olarak bütün ekiple paylaşması öneriliyor. Burda önemli olan insanların ne yaptığını çalışıp çalışmadıklarını ölçmek değil ama daha çok herkesin birbirinin çalıştığı projelerden, işlerden haberdar olması amaçlanıyor. Bunlara ek olarak kitapta sıralanan yöntemlerin bazıları:
Yazılı iletişim yeteneklerinin işe almada bir kriter olması ve tüm çalışanların bu konuda kendilerini daha da geliştirmeleri için destek olunması
İyi iletişim ve takım aidiyetine katkıda bulunmak için değişik zaman dilimlerinde çalışanların günde ortalama dört saatlik bir çalışma saatinde çakışması
Proje planlarının ve durum raporlamalarının herkesin ulaşabildiği ortak bir yerde tutulması
Kitabın bu alandaki önerilerini ikiye ayırabiliriz. Sosyal ortamla ilgili öneriler ve fiziksel ortamla ilgili öneriler. Sosyal ortamla ilgili öncelikle evden çalışırken dahi başka insanlarla sosyalleşmenin hala önemli bir ihtiyaç olduğu ve bunun gözardı edilmemesi gerektiğini öne sürüyorlar. Bu sosyallik iş arkadaşlarıyla internet üzerinden gerçekleşebileceği gibi iş dışı arkadaşların ya da ailenin de bu ihtiyacı giderebileceğini vurguluyorlar. Sosyal alanda ikinci olarak da işle normal hayatın arasına belli başlama bitiş saati gibi bir ayrım koymayı öneriyorlar. Fiziksel alanda ise evdeki çalışma ortamının ergonomik düzenin dikkat etmek ve sportif olarak da düzenli egzersiz öneriyorlar.
Genel olarak ‘Remote’ oldukça başarılı bir kitap. Uzaktan çalısmanın avantajlarını ve bu sistemi uzun vadede verimli kılmak için birçok pratik ve faydalı yöntem öneriyor. Ayrıca oldukça kısa ve çok kolay okunan bir kitap. Uzaktan çalışma COVID-19 sonrası normalliğe dönüldüğünde bile oldukça cazip bir çalışma şekli olacak gibi görünüyor. Bu konuda kendilerini geliştirmek isteyen şirket sahipleri, yöneticiler ve çalışanlar için oldukça iyi bir kaynak.
Jason Fried’in geleneksel ofise en içten sevgilerini sunduğu TED konuşması
Uzaktan Çalışmanın Kitabını Yazanlar 2013-08-27